NEFS NEDİR?
(Devamı)
Serbest irade ile yaratılan insan, kendi iradesi ile aşağıda belirtilen 7 ayeti kerime gereğince dünya hayatını yaşarken Rabbimiz her insan için ezelde tayin etmiş olduğu mürşidi Bakara Suresinin 45. ayeti kerimesi gereğince arayıp bulmadığı takdirde delalette olduğunu, delalette olanın da cehenneme gireceğini bildirmektedir.
Kasas Suresi 50. ayeti kerime:
Habibim, eğer senin davetine icabet etmezlerse bil ki, o zaman muhakkak heva ve heveslerine tabi olmuşlardır. Allah'tan bir hidayetçiye tabi olmadan kendi heva ve hevesine tabi olandan daha delalette kim vardır.
Taha Suresi 123. ayeti kerime:
Birbirinize düşman olarak hepiniz aşağı inin (yeryüzüne) benden size gelen bir hidayetçiye kim tabi olursa o delalette kalmaz, şaki (cehennemlik) de olmaz,
Zümer Suresi 23. ayeti kerime:
Allah kimi delalete düşürmüşse onun için bir mürşit bulunmaz
Nahl Suresi 36. ayeti kerime:
And olsun biz her ümmete Allah'a kul olması ve şeytandan sakındırmaları için bir resul görevlendirdik.
Cuma Suresi 2. ve Ali imran 164. ayeti kerimeler;
Onlar bu mürşide tabi olmazdan önce açık bir delalet içindeydiler.
Araf suresi186. ayeti kerime:
Allah kimi delalete düşürmüşse onun için bir hidayetçi bulunmaz.
Kehf 17. ayeti kerime:
Kim Allah'a ulaşmışsa o hidayeti bulmuştur.Kim de delalete düşmüşse onun için bir veli mürşit bulunmaz.
Nefsin tezkiye edilmesi farz mıdır ve neden gereklidir; Rabbimiz daha kainat yaratılmadan evvel insanları 3 ceset halinde (fizik ceset, nefs ve ruh) haşr günü toplanacağımız meydanda toplayarak, Araf Suresi 172. ayeti kerimesinde belirtildiği gibi "elestü bi rabbiküm" (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?)deyip,kainat var olduğu müddetçe yaşayacak olan tüm insanlardan Maide suresi 7. ayeti kerimesinde belirtildiği üzere yeminler alıyor. Fizik cesetten dünya hayatını yaşarken şeytana değil Allah'a kul olacağına dair (Yasin Suresi 60-61 .ayetler) . Ruhlardan,dünya hayatını yaşarken Allah'a döneceklerine dair (Rad Suresi 20 -21. ayetler ). Nefslerden ise tezkiye olacaklarına dair (Müdessir Suresi 38-39 40.ayetler)yeminler alıyor. İşte bu yeminlerin karşılığında ise Fecr Suresinin 27, 28, 29 ve 30 . ayeti kerimelerinde insanoğluna cenneti vaad ediyor.
Rabbimiz insanoğullarından bu yeminleri almakla kalmıyor, nefsin tezkiye edilmesini Enam SURESİ 152. ve Maide Suresi 105. ayeti kerimelerinde de farz kılıyor. İşte bu nedenle Rabbimiz, Ala Suresi 14. ve Şems Suresi 9. Ayeti kerimelerinde: And olsun tezkiye olan felah bulur" diyor. Araf Suresi 35. ve Enam Suresi 48. ayeti kerimelerinde tezkiye olanlar için korku yoktur onlar mahzun da olmayacaklardır, buyuruluyor, Taha Suresi 75 ve 76. ayeti kerimelerinde ise tezkiye olanların derecelerinin yüksek olduğu buyuruluyor.
Bu yazımızın başından beri, açıklamaya çalıştığımız ayeti kerimelerin anlamları, bugüne kadar insanlara kurtuluş hedefi olarak gösterilen İslamın 5 şartının ifasının insanların kurtuluşuna yetmeyeceğini açıkça belirtmektedir.
İslam’ın kurtuluş reçetesi olarak belirtilen 5 şartın sadece fizik vücudun görevlerini dahi kapsamadığını görüyoruz. Çünkü Rabbimiz Ankebut Suresinin 45. ayeti kerimesinde, "Habibim sana indirdiğimiz Kur'an-ı oku, namazı kıl çünkü namaz insanları fuhuşdan ve kötülüklerden men eder ama Allah'ın ZİKRİ en büyüktür" buyurmaktadır. Zikrin nasıl yapılacağı ise Müzemmil Suresi 8. ayeti kerimesinde "Rabbinin ismiyle (yani sadece Allah diye) zikret buyuruluyor. Rad Suresi 28. ayeti kerimede ise "kalpler ancak Allah'ı zikretmekle mutmain olur" buyuruluyor. Yani nefsin tezkiyesinin, dolayısı ile nefsimizin manevi kalbinin temizliğinin, ancak Allah'ın zikri ile mümkün olabileceği bildiriliyor.
Bunların dışında ise nefsimizin tezkiyesinin ve ruhumuzun Allah'a ulaştırılmasının farz olduğunu görüyoruz. Dolayısı ile kişinin her 3 cesedi için verilen yeminlerini yerine getirmesi ile ancak en alt düzeyde ahret mutluluğuna kavuşmasının mümkün olabileceğini görüyoruz.
Bu vesile ile tüm insanların yeminlerini yerine getirmek suretiyle yemin sahibi olup en azından ahiret saadetine kavuşmalarını dileriz.
|